3 Mart 2016 Perşembe

Mükemmel Konuşmayı Yapmanın 7 Sırrı

Mükemmel Konuşmayı Yapmanın 7 Sırrı

Girişimci misiniz? Daha önce hiç bir konferansa, üniversiteye ya da bir başka yere, başarınızın sırrını paylaşabilmeniz için davet edildiniz mi? 

Kafanızı kaşıyıp, ”Ah olamaz, daha önce hiç konuşmamıştım! Nasıl bunun üstesinden geleceğim?” dediniz mi?

21 yaşındaki profesyonel konuşmacı Pedro De Abreu, üzerinden uzun zaman geçtikten sonra bile insanların konuşmanız ve sizin hakkınızda sürekli konuşacağı mükemmel bir konuşma yapabilmenin sırlarını paylaşıyor.

Kendiniz Olun

Ortaokulda eski bir arkadaşınıza yaklaşıp, sınıftan birinden hoşlandığınızı söylediğiniz anı hatırlıyor musunuz? Hoşlandığınız kişiye nasıl yaklaşmanız konusunda, verdiği ilk tavsiye neydi? 

Büyük ihtimalle arkadaşınız, kendiniz olmanız gerektiğini söylemiştir. Üzücü gerçek ise, biz insanlar bunu kabul etmeyip, çok basit, saçma bir tavsiye olduğunu düşünürüz. Aslında tam aksine, öyle değildir. 

Kitleler, özgün ve güvenilir biri olup olmadığınızı, bir başkasını taklit edip etmediğinizi ya da kendiniz olup olmadığınızı çok uzaklardan anlayabilirler. Eğer kendiniz olursanız, büyü gerçekleşir ve kitleniz size daha açık olur, böylece karşılığında sizinle ”kendileri gibi” olurlar ve sizi, onlara saygı duyup, yalan söylemediğiniz için severler. 

Daha önce hiç konuşmacının başkalarını taklit etmeye çalıştığı, sesini değiştirdiğini ya da gerçek halini göstermekten korktuğunu gördüğünüz bir konuşma oldu mu? Sahnede kim varsa, hepsi zavallıca gözüktü. Bu gerçekten kıymetsiz ve değmeyecek bir hamledir. Kitleniz eğer onlara karşı tamamen dürüst olacaksanız, sizi sevecek ve saygı duyacaktır.

Unutmayın, ne söyleyeceğiniz onları ilgilendirmez. Söylemeniz gerektiğiniz şeye sizi inandığınızı görmek, onları ilgilendirir. Vermek istediğiniz mesajın en iyi yolu da özgün olmaktan geçer.

Kitlenizi Anlayın

Plaja ya da sahile kot pantolon ile gitmezsiniz, öyle değil mi? Her kitlenin ilgili olduğu birkaç genel ve geçerli kural vardır. Bu yüzden, kitlenizi iyi çalışın. Bunu yaparken de kendinize şu soruları sorun:

Nelerden hoşlanırlar?
Nelerden hoşlanmazlar?
Günlük hayatta karşılaştığımız sorunlar nelerdir? 
Ne tür çözüm yollarını onlara önerebilirim?
Ne tür bir değer ölçeği belirlemeliyim? 
Korkuları ne ve ben onlara nasıl yardımcı olabilirim? 

Eğer bu soruları cevaplandırırsanız ve konuşmanıza bir şekilde eklerseniz, kitleniz sizi dinleyecek ve tüm konuşma boyunca sizi destekleyecektir. 


Kitleye Katılın

Bir konuşma,  sizi dinleyen  insanlarla yapılan karşılıklı diyalogtur. Peki bu diyalogu ne öldürür? Eğer bir müsvette, kağıt ya da kitaptan bir şeyler okuyorsanız, kitlenin katılımını bitirirsiniz. Neden? Çünkü kitlenize odaklanmak yerine, kağıt ya da müsvette parçasına odaklanmaya başlarsınız.

Kağıt ve benzeri materyaller kullanmamak için benim sevdiğim yöntem, aynen Abrahan Lincoln’un de kullandığı tekniktir: Abraham Lincoln, konu başlıklarını ve kilit sözcükleri içeren minik bir kağıt parçasını kullanarak, anlatacağı şeyleri hatırlar ve düzene sokardı.

İyi Giyinin

Kitlenizin nasıl giyindiğine bağlı olarak, onlardan iki kat daha iyi giyinin. Bu karşınızdakilere ve kendinize olan saygınızı gösterir. Yalnızca bunu değil, aynı zamanda sizi iyi hissettirmenin ve mesajınızı açıkca vermenin yolu da buradan geçer. Hepsi bir yana, kitleniz sizi dinliyor, çünkü onlar da sizin gibi olmak istiyor. 


Hikayeler Anlatın

İnsanlar hikayelerle eğlenir. Bu, onların neden sinemaya gittiğini açıklar. Onlara, akıllarında kalabilecek, tutku ve girişimcilik içeren hikayeler anlatın. Hikayeyi anlattıktan sonra, onların hatırlamasını istediği bir noktayı ön plana çıkartın. 
Örneğin, liderlik hakkında konuştuğunuzu düşünelim, ”liderliğin ikinci kuralı…” demek yerine, ilk kez liderlik vasfınızı ne zaman aldığınızı ve bunun sonuçlarını kitlenize anlatın. Ardından, vermek istediğiniz mesaja gelin ve onları nasıl etkilediğini görün. 

Bir hikaye anlatımının ne kadar etkili olabildiğini gördüğünüzde, şaşıracaksınız. Konuşmanızı yaptıktan 5 sene sonra, adınızı kimse hatırlamayabilir, ancak söylediğiniz hikaye vasıtasıyla onları nasıl hissettirdiğinizi kesinlikle hatırlayacaklardır.

Ne Kadar Değerli Olduğunuzu Düşünün

En önemli diyalog, durup düşünülmüş, iyi kararlaştırılmış diyalogtur. Aynı içinizde kendinizle yaptığınız diyaloglar gibi, konuşmalar da ne kadar ileri ya da geri gidebileceğinizi kendinize anlattığınız diyaloglardan ibarettir. 

Eğer kendinize ”Ben kimim ki onlara konuşma yapacağım?” diye sorarsanız, başarısız olmanız her daim kaçınılmazdır. 

Ancak bunun yerine, tüm vasıflarınıza rağmen, ”Ben kim değilim ki onlara bir konuşma yapmayayım?” diye sorarsanız, istediğiniz tüm başarıya kavuşabilirsiniz. 

Bunun hakkında düşünün, eğer Tanrı, uğraştığınız güçlükleri size verebilecek kadar değerli olduğunuzu düşünüyorsa, siz de kendinizi başkalarına bilgilerinizi aktaracak kadar değerli bulmalısınız.

Aynanın Karşısına Geçin


Pratik, pratik ve pratik. Birçok insan, bir anda bir kitlenin karşısına çıkıp hiçbir kötü sonuç ile karşılaşmayacağını düşünmektedir. 

Gerçek konuşmacılar bunu gerçekten çok kolaymış gibi gösterir. Buradaki püf noktası, oldukça basit gelse de, yorulana ve son ana kadar pratik yapmanızdan geçer. 

Yeterli zaman pratik yaptıktan sonra, aktörlerin söylediği, eğitimli aktörlerin bir şeyi ilk kez yaptıklarında verdikleri izlenim anlamına gelen ”ilk zamanın yanılsamasını” yaratabilirsiniz. Bir senaryo üzerinde çok uzun süre çalıştıktan sonra, aktörler bir yanılsama yaratarak gerçekten o rol için doğdukları izlenimini verirler. 

Gerçek olan şu ki, diğer her şey gibi bu da zaman alır. 

Filozof Baltasar Gracian’ın dediği gibi ”Zamanın size vereceği destek, sağlam ve size sonsuz destek verebilecek, güçlü Herküller’den oluşan bir kulüpten daha fazlasını sağlar. Anlık olarak yapılmış bir şeyin, bir yapılmamış haline geri dönmesi sonsuzluk kadar uzun sürse de, aynı şekilde anlık olarak yapılmamış hale getirilebilir.”

Sizin için sonsuzluk olmasa da, birkaç saat yeterli olacaktır.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder

Mustafa Çağdaş Karaoglan